Aksaray ilimiz Konya, Niğde ve Ankara illeriyle komşu olan bir İç Anadolu şehridir. Bu kentimizin tarihi Hititlilere kadar uzanır. Onların tabletlerinde Aksaray Kurşura ya da Garsaura olarak geçer. Ama Aksaray daha sonra Kapadokya’da hüküm süren krallardan birisi olan Archeleous tarafından yeniden inşa edilir. Bu yüzden şehrin adı Archelais adını alır. Bu da Archelous’un şehri demektir.
Bu isim dönüşerek şu anki Aksaray olmuştur. Bazı kaynaklarda Aksaray olarak geçse de bu kentimiz ismini bin yıldan beri korur. Bu kentimiz de tarihi bir ticaret yolu olan İpek Yolu’nun en önemli duraklarından birisidir. Neredeyse Anadolu’nun tam orta yeridir. Ayrıca görülmesi gereken çok sayıda tarihi yeri vardır. Ihlara Vadisi’nin güzelliği de dillere destandır.
Ihlara Vadisi
Aksaray deyince akla ilk gelen yerlerden birisi Ihlara Vadisi’dir. Bu vadi Ihlara kasabasındadır ve de Hasan Dağı’nın kuzey tarafında yer alır. Bu vadiyi başından sonuna kadar kat eden Melendiz Çayı neredeyse 200 metre derinlikte bir kanyon meydana getirmiştir. Bu çay Selimiye, Yaprakhisar, Belisırma kasabalarında geçer ve Tuz Gölü’ne kadar gelir. Bu vadinin en önemli özelliği eskiden önemli bir dini merkez olmasıdır.
Vadi içerisinde çok sayıda kilise bulunur. Bu kiliselerde yer alan freskler de önemli tarihi eserlerdir. Savaşlarda gizlenmek için kullanılan vadi, tam olarak bir huzur bulma ve ibadet yeridir. Capcanlı renkleri ve farklı mimari özellikleri ile hala çok dikkat çeken on kilise buraya gelen turistlerin fazlasıyla ilgisini çeker.
Tarihi Eserler
Aksaray’ın tam göbeğinde yer alan Eğri Minare’nin 13. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor. gövdesi silindir olan Eğri Minare kırmızı taşlardan yapıldığı için Kızıl Minare olarak da kabul edilir. Minarenin üstü mavi ve yeşil renkteki çinilerle süslenmiştir. Yanında bir cami de bulunan Eğri Minare ilk bakışta Pisa Kulesi’ne aşırı derecede benzer. Yapısı itibariyle bu minare bir sanat ve mühendislik eseridir.
Acemhöyük Aksaray’da Tunç Çağı’nda yerleşim yapıldığını ispatlayan yerlerden birisidir. Burada çok sayıda o döneme ait eşya, heykel ve evler çıkarılmıştır. Acemhöyük Anadolu’nun en büyük ikinci höyüğüdür ve eski dönemlere ait çok sayıda eser çıkarılmıştır.
Aksaray’a Ne Zaman Gidilir?
genel olarak yazın ve ilkbaharda yağış olan Aksaray daha çok karasal iklimin etkisindedir. İlkbaharda karların erimesiyle birlikte toprak kayması gibi olaylar da gözlemlenebilir. Kışları sert geçse de Aksaray’a hemen her mevsim gidilebilir. yazları da çok nemli değildir. Daha çok karayolu ile gidilir. Ama uçakla gitmek isteyenler de Kayseri ve Kapadokya havaalanlarını kullanabilir.
Aksaray’da eskiden mimarisi ile dikkat çeken binalar otel olarak kullanılıyordu ama şimdi bunlardan başka da çok sayıda otel bulunuyor. Ayrıca bu otellerdeki turları takip ederseniz günübirlik bir Ihlara Vadisi ve Hasan Dağı turu da yapabilirsiniz.
Aksaray’da Ne Yenir?
Tipik bir İç Anadolu kenti olarak buğday yetiştiriciliğinin yaygın olduğu Aksaray’a buğdayla yapılan yemekler de çok yaygındır. Katıklı aş adlı çorbası aynı zamanda ayranaşı ya da soğuk ayran çorbası olarak da bilinir. Yufkası, sıkması, dolma mantısı, kuskus pilavı, saç böreği ve bamya çorbası meşhurdur. Aksaray’da et yemekleri yiyebileceğiniz kaliteli restoranlar da bulunur.
Aksaray’a giderseniz pelte, katmer ve kaygana gibi ünlü tatlılarından da yemeden gelmeyin. Ihlara Vadisi’ni mutlaka görün ve burada sakin bir tur atın. Oldukça dinlendirici ve mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Ayrıca buradaki kiliseleri yakından görüp mimarilerini de incelemelisiniz. Hasan Dağı eteklerinde bir çay içmeden de Aksaray’dan ayrılmayın.
