Tarihteki olayları tekrar düşündürmesi sebebi ile ve dinler tarihi,tarım tarihi ve yerleşik tarihi alanlarında insanlara çeşitli sorular sorduran başyapıt. Göbeklitepe’nin inşasının Mısır Piramitleri’nden bile eski olduğunu biliyor muydunuz? Evet Mısır Piramit’lerinden 7500 yıl daha eski olan bir yapıttır Göbeklitepe. Gerek ilk yerleşkesi? gerek tarım kültürü? nerede olduğu? ve daha pek çok alanda sorular sorulamasına neden olmuştur. Bunun yanında son yıllarda bazı film ve Netflix dizilerine bile konu olmasından dolayı da çok fazla merak edilmeye devam ediyor. Bunun için bizde bu ve daha fazla sorulara verdiğimiz cevaplarla size ışık tutmaya çalışacağız.
Göbeklitepe Nerede?
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden olan Şanlıurfa ilinde yer alır. Göbeklitepe Şanlıurfa köylerinden olan Örencik Köyü’nün yakınlarındadır. Yaklaşık olarak 250-300 metrekare hektarlık alanda bulunur.
Göbeklitepe Hakkında Detaylar?
İnşaatı Milattan Önce yapılan Göbeklitepe çok eski yapıtlardan biridir. Milattan Önce 10000’li yıllara kadar uzanan tarihi ile en büyük ibadethane olarak da bilinir. Bu durum nedeniyle 1995’den bu yana Göbeklitepede arkeolojik çalışmalara yer veriliyor. Buğday tarımın tacı olarak bilinen ve şimdi olduğu gibi eski dönemlerde de çok önemli bir tarım unsurudur. Göbeklite’de yapıla çalışmalar sonucu bölgede buğday kalıntılarına rastlanmıştır. Hepimizin bildiği gibi bir topraklarda buğday yetiştirmek için o toplarda yerleşik bir hayatın olması söz konusu. Hal böyle olunca da Göbeklite’pe tarihin en eski yerleşik hayat kültürünün mimarisi olarak bilinir. En eski ibadethaneye ev sahipliği yapan Göbeklitepe’nin inşasından 1000 yıl sonralık süreçte tapınakların üzeri kapatılmıştır.Ancak şuan o tapınaklar tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Bu durum insanlar tarafından merak uyandırırken arkeologlar tarafından da titizlik ve özverili çalışmalarla destekleniyor.
Göbeklitepe Neopolitik dönemden kalma olması ve bölgedeki tapınaklar ve ibadet haneler nedeni ile en eski ibadet merkezi olarak bilinir. Bunun yanında yeryüzündeki ilk inancın temellerinde burada atılmış olabileceği açısından önem kazanmıştır. Göbeklitepe de tespit edilen 20 tapınak olmasına rağmen 6 tapınak gün yüzüne çıkmıştır.
Göbeklitepe’nin bilinen en eski tapınaklardan daha eski olması çok büyük önem taşımakta. Göbeklitepe’nin keşfinden önce en eski ibadethane Malta’da bulunuyordu.
Neopolitik dönemde insanlar yerleşik hayata geçmiş, tarım üretimine başlamış ve hayvanları evcilleştirmeye çalışmışlardır. İnsanların tüketici durumundan çok üretici olma yolunda adım atılan bir dönemdir. Göbeklitepe’nin inşaat yıllarına bakıldığında insanlar artık hayvan ağlayıp etraftaki bitkileri toplamaya başlamıştır. Bunun yanında o dönem de insanlar küçük koloniler şeklinde yerleşim sağlıyorlardı. Ancak tarihteki bu durumdan yola çıkarak Göbeklitepe’deki büyük sütunların olması o dönemde el arabası ve yük hayvanlarının olmaması nedeniyle de o sütunların el birliği ile taşınmış olma ihtimalini ve bunun içinde bunun kalabalık gruplar tarafından yapıldığını bize gösteriyor. Bu nedenle Göbeklitpe tarihteki en eski ve en kalabalık yerleşim merkezlerinden olabilir.
İncelemeler sonucu mağara duvarlarında çeşitli hayvan figürlerine rastlanmakta. O döneme farklı bir sanat anlayışı getirmenin yanı sıra duvarlara çizilen tilki ,yaban domuzu, aslan, boğa gibi hayvanlar o dönemde ibadethaneye gelen kabilelerin sembolü şeklinde de yorumlanmakta.
Gerçekten tarihin derinliklerini içinde barındıran Göbeklitepe’nin sırrının çözülmesi hemen olacak bir iş gibi görünmüyor.
Tarımın temellerini oluşturan buğdayın yapılan araştırmalar sonucu Göbeklitepe’de de bulunması nedeniyle Göbeklitepe en eski tarım merkezi halini alarak ilk tarım yetiştiriciliğin orada yapıldığı kanıtlandı.
Bir diğer detayda yer alan T şeklindeki sütunların üzerine çizilen 3 boyutlu aslan figürleri. Bu arkeologlar göre o dönemde aslanın Anadolu’da yaşamış olabileceğini gösteriyor. Bunun yanında T şeklinde olan o sütunlar insanı simgeliyor.
1983 yılında bölgedeki bir çiftçinin bulduğu oymalı taşı müzeye götürdü. Taşın müzede sergilenmesinin ardından üzerinde o dönemde çok durulmayan bölge çalışmaları başlayıp durmuştur. Üzerinden 12 yıl geçmesinin ardından 1995’te çalışmalar başlamış ve hala devam etmektedir.
Kazılar sırasında dikkat çeken bir diğer detay ise taş devri insanlarının bira içtikleri. Bu durum bulgular sırasında 160 litrelik kapasitesi ile en büyük kireç taşı ile oyulmuş 6 tane bira varili çıkmıştır. Bunun akabinde arkeologlar o dönemde başlanan buğday üretimine ekmek için değil de bira için başlanıldığını ön görüyorlar. Bu durumunda ilk kez Şanlıurfa’da görüldüğünü söylüyorlar.
Yapılan araştırmalarda o dönemdeki tapınakların alt kısımlarının sıvıyı geçirmediği görülüyor. Ancak o sıvının ne olduğu konusu şuan kesinleşmemiş. Kan, su ya da alkol kullanılarak törenlerin yapılabileceği düşünüyor. Bu kadar büyük bira varilleri de belkide bu doğrultuda ibadet törenlerinde biranın kullanıldığının habercisidir. Ancak bu konuda henüz kesin bir bilgi olmayıp konuyla ilgili araştırmalar devam etmektedir.
Bundan önceki bilinen tarihte hep tarımın yerleşik hayatı getirdiği söylenmiştir. Ancak Göbeklitepe için bu durum biraz farklı şekilde anlatılıoyr. O dönemdeki taşların üzerindeki hayvan figürlerinden insanların avcılık ve toplayıcılık ile uğraştıklarını kanıtlar nitelikte. Ancak bu durumda avcılık ve toplayıcılık ile uğraşan kolonilerin sürekli ibadet merkezi haline gelmesinden dolayı ve çevrede de yeterli ihtiyaç kaynağının olmaması nedeni ile ibadetleri uğruna yerleşik hayata geçmiştir şeklinde yorumlanıyor.
Son olarak böyle bir mirasın hak ettiği değer sayesinde Göbeklitepe 2011 yılında UNESCO tarafından “Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.
Bilinen en eski ibadethanenin haricinde bilinen en büyük ibadethane özelliği taşıyan Göbeklitepe’de bazı hayvanların evcilleştirilmeye çalışıp evcilleştirilemediği de görülmektedir.
Türkiye tarihi ve Dünya tarihi açsından önemli yere sahip Göbeklitepe alanındaki çalışmalar hala devam etmektedir.