İstanbul’un en güzel yerlerinden biri olan Gülhane Parkı. Yeşilin insana verdiği huzur ve dinlendirici etkisi bilinmektedir. Bu nedenle insanlar bunaldıkları yada stresten uzak durmak istedikleri noktalarda yeşil alanları tercih edip yenilenmek isterler. Gülhane Parkı’da öyle yerlerden biridir. Yeşilin huzurunun yanında bir de türlü türlü çiçeklerin kokusu ve seyri alana çok güzel bir görüntü sağlar. Bu nedenle bu tarz mekanardan hoşlanan insanların tercihleri arasındadır. Peki Gülhane Parkı nerededir? ve Gülhane Parkı’nın özellikleri nelerdir yada Gülhane Parkı’nın tarihçesi hakkında ne tür bilgiler vardır? sorularını detaylıca anlatalım ki sizde Gülhane Parkı’na gittiğiniz zamana bu soruların cevaplarını bilerek gezinizi daha da bilinçli ve etkili hale getirin.

Gülhane Parkı Nerede?

Gülhane Parkı popülerliği nedeni ile insanların görüp gezmek istedikleri yerler arasında geliyor. Bunun üzerine bir de doğanın kendisi olup içerisinde yeşili ve rengarenk çiçekleri barındırmasından dolayı insanların uğrak noktası haline geliyor. Hal böyle olunca gitmek isteyen misafirler Gülhane Parkı’nın nerede olduğu konusunu da çok fazla araştırıyor. Peki nerede Gülhane Parkı? İstanbul’da bulunan Gülhane Parkı Topkapı Sarayı’nın hemen yanında yer alır. Park İstanbul’un Fatih semtinde bulunur. Ayrıca Sarayburnu ve Alay Köşkü’nünde komşusudur. İstanbul’un en uğrak mekanlarından olan yerlerin yanında bulunması ve merkezi yerlerinden birinde olan konumu nedeniyle de ulaşım konusunda oldukça avantajlıdır. Parka özel araçla gidilebileceği gibi tramvay ya da Marmaray’da kullanılarak parka kolaylıkla ulaşım söz konusudur. En yakın durakta inerek kısa bir yürüme mesafesinde parka ulaşıp parkın keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca Anadolu Yakası’ndan gelişlerde de deniz yolu ile Eminönü ve Karaköy’e gelinip oradan Gülhane Parkına ulaşım söz konusudur.

Gülhane Parkı Detayları?

Gülhane Parkı’nın güzelliği gibi tarihi de oldukça önemlidir. Bizans Dönemi’ne dayanan tarihinde Gülhane Parkı, Osmanlı Dönemi’nde Topkapı Saryı’nın bahçesi olarak kullanılırdı. Osmanlı Döneminden bu döneme kalan gelen bu tarihi mirasın halen yeşilliğini koruması da bizler için çok önemli ve gurur verici bir durumdur. İsmini içerisindeki rengarenk ve birbirinden farklı ve güzel kokudaki güllerinden almaktadır. Parkın hala açık olması da o dönemin az da olsa yakınında bulunmak ve onu hissedebilmek açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle gezi defterlerinde olan Gülhane Parkı büyük ilgi görüyor.

Topkapı Sarayı’nın bitişiğinde olan bu park ayrıca İstanbul’un da tam ortasındadır. Gülhene Parkı 163 dönüm genişliğindedir. Bu yüzden yerli halın yanında yabancı halkında ziyaret ettiği ve keyifli vakit geçirdiği mekanlar arasındadır.

Parkın manzarasının büyüleyici olmasının yanında boğaz manzaralı cafeler ve çay bahçeleri ile de huzuru sonuna kadar yakalayabileceğiniz mekanlar arasındadır. Gülhane Parkı’nın giriş kısmında bulunan alanda bu zamana kadar İstanbul’da görev yapmış belediye başkanlarının büstü bulunur. Bu da insanların gezerken bilgilenmesini sağlayan düşünceler arasındadır. Parkın ortasında o kadar güzel bir yürüyüş yolu vardır ki sırf o yol için bile Gülhane Parkını ziyaret edebilirsiniz. İki tarafının ağaçlarla kaplandığı bu yolda yürüyüş adete insana huzur veriyor.

Gülhane Parkı’na Gülhane Hattı Hümayunu adı da verilir. Bunun nedeni Tanzimat Fermanı’nın 3 kasım 1839 yılında Abdulmecit Dönemi’nde Gülhane Parkı’nda okutulmasından kaynaklanır.

Gülhane Parkı 1912 yılında park haline getirilerek halka açık hale getirilmiştir. Tarihi dokusu her adımda hissedilen parkta Aşık Veysel’in heykeli de bulunur.

Gülhane Parkı’nın Sarayburnu kısmında Ataürk’ün Cumhuriyetin ilanından sonraki dikilen ilk heykeli bulunur. Ayrıca Atatürk harf devriminden sonra 1 Eylül 1928 yılında Latin harflerini ilk defa bu parkta göstermiştir. Ayrıca 1938 yılında Atatürk’ün ebediyete uğurlandığı o derin hüzün gününde naaşı İstanbul’dan Ankara’ya gönderilmesi sırasındaki son tören Gülhane Parkı’nda yapılmıştır.

Gülhaen Parkı’nın tarihinin yanında edebiyata konu olduğunun örnekleri mevcuttur.Türk edebiyatının önemli şairlerinden Nazim Hikmet’in şiirlerine de konu olmuştur Gülhane Parkı. Nazım Hikmet’in Gülhane Parkı’ndaki ceviz ağacının altında sevgilisi ile buluşmak için randevulaştığı bir gün Nazım Hikmet ceviz ağacı altında sevgilisini bekler. Ceviz ağacının yanında sevgilisini beklemeye başlayan Nazım Hikmet birden parkın etrafında dolaşan polisleri bekler. Polislerin o dönemlerde aradığı isim olan Nazım Hikmet polisleri görünce ceviz ağacının tepesine çıkar. Nazım Hikmet ceviz ağacının tepesindeyken sevgilisi Piraye gelir ve Nazım Hikmeti beklemeye başlar. Ancak Nazım Hikmet polislerden korktuğu için bu durum hakkında sesinini çıkaramaz ve ağacın tepesinde yanında olan kalem ve kağıdını çıkarıp şiir yazmaya başlar. O şiir bu günlerde şarkı olarak da karşımıza çıkar ve sıklıkla söylenen şarkılar arasındadır.

Nazım Hikmet’in şiirinin dizeleri ise şu şekildedir.Şiirinin adı ise Ceviz Ağacı’dır.

Başım köpük köpük bulut
İçim dışım deniz
Ben bir ceviz ağacıyım
Gülhane Parkı’nda
Budak budak
Şerham şerham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın
Ne polis farkında